Buraya gelmişken ünlü bir burgercide yemek yedik. Adı 'The Bird in Xberg'. Rezervasyonsuz zor yer bulunacağı söylenmişti bu yüzden rezervasyon yaptırarak gittik ancak mekan pek de dolu değildi. Bu yüzden pencere kenarında güzel bi masa kapabildik. Menü gayet geniş. Her türlü burger çeşidi ve fazlası var. Elbette vejetaryenler için de özel menüler var. Bana burger biraz ağır geldi. Biraz fazla yağlıydı benim için.
Bu arada menüdeki not biraz şaşırtıcıydı:)
Yemekten konu açılmışken yine aynı civarda Grimmstraße 'de yer alan bir pizza dükkanı:Il Casolare. Vejetaryen pizza denedim ve nefisti. Öncesinde bruschetta söylemeyi unutmayın;)
Sonrasında Landwehrkanal kenarında yürüyüş yapmak iyi bir fikir olabilir:)
Checkpoint Charlie :
Burası Doğu-Batı Berlin arasında geçiş sırasında kullanılan kontrol noktasıymış. Devlet adamları, büyükelçiler, askerler vs kullanıyormuş. Şu an temsili olarak askerler beklemekte ve hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz. Ayrıca birkaç euro vererek pasaportunuza DDR vize damgası da alabilirsiniz:)
Jüdisches Museum (Yahudi Müzesi):
Alman Yahudilerine adanmış olan bu müzenin tasarımı Daniel Libeskind tarafından yapılmış. Oldukça ilginç ve modern bir mimarisi var. Müzeye ilk girdiğimde ziyaret ettiğim ilk yer karanlık bir oda oldu. Üçgen, dar , upuzun ve kapkaranlık bir oda. Sadece en tepede ufak bir açıklık var gökyüzünü görebileceğiniz. O ufak açıklık Yahudilerin yaşama umudunu temsil ediyormuş. Çok etkileyici, bir o kadar da üzücü. 'Çığlık atan yüzler' de son derece etkileyici ve bir o kadar da rahatsız ediciydi. Müzenin kalan tarafı ise geleneksel , günlük yaşama dair sergilerdi. En etkileyici kısım sadece soykırımla ilgili anılar, mektuplar vs. idi bence.
Humana Second Hand:
Berlin'de dikkatimi çeken bir diğer şey de ikinci el giyim dükkanları. Burada her mevsime ait ve her tarz kıyafetler, ayakkabılar satılıyor. Üstelik oldukça uygun fiyatlara. Bir dükkanda kilosu 11 euroya satılıyordu örneğin. Giysinin kilo ile satılması oldukça ilginç:)
En sık rastladığım Humana isimli dükkandı. İşleyişi ise şöyle: Kıyafetlerin satışından elde edilen gelir, dükkan kirası ve çalışanların maaşları ödendikten sonra sosyal yardım kuruluşlarına aktarılıyor. Oldukça güzel bir uygulama. İkinci el kıyafet asla almam diyordum ama şu an oldukça sıcak bakıyorum. Kullanmadığımız o kadar kuyafet var ki, bu şekilde değerlendirilmesi çok güzel olurdu. Umarım ülkemizde de bu tür uygulamaları görebiliriz. Şu an muhtarlıklara bağışlamak gibi bir uygulama var ancak ne kadar kıyafet bağışlanıyor pek emin değilim. Berlin'de kıyafetlerinizi bu şekilde değerlendirebilmeniz için sokaklarda çöp kutusuna benzer konteynerlar var. Buraya atılan kıyafetler seçilip temizlenerek dükkanlarda satışa sunuluyor. Bu arada satılan eşyaların defosuz olduğunu söylemeliyim.