6 Ocak 2017 Cuma

Berlin Günlüğü-2

Pergamon (Bergama) Müzesi:
Müzeler Adası'nda yer alan yapılardan ilk dikkatimi çeken buydu. En çok duyduğum ve 'koca yapıları Türkiye'den nasıl kaçırmışlar' diye anlatılan hikayedeki müze burası:)
Müzedeki 3 bölüm şu şekilde:Klasik Antik Çağ Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi). Bergama ve Didim gibi bölgelerden getirilen eserler Klasik Antik Çağ Koleksiyonu içinde yer alıyor. 
Sergilenen eserlerden başlıcaları: Zeus Sunağı, İştar Kapısı, Athena Tapınağı, Athena Heykeli, çini ve halı örnekleri.
Müzenin içine girdiğinizde tapınakların büyüklüğü o kadar etkileyici ki müzede değil de o çağlardaymışsınız hissine kapılıyorsunuz. Ve evet o devasa boyuttaki eserlerin oraya nasıl getirildiğini merak etmeden duramıyorsunuz:)
Giriş ücretli, ancak bazı ulaşım (turist) kartlarına indirim var ve sıra beklemeden içeri girebiliyorsunuz. Benim kartım vardı ancak farklı bir çeşit kartmış. Bu yüzden ulaşım kartı alırken bunu sormanızda fayda var.

Berlin Duvarı (Berliner Mauer):
Ünlü 'Utanç Duvarı'. Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya'ya kaçmalarını önlemek için 1961 yılında yapımına başlanmış olan duvar 46 km uzunluğunda.
Kaçmaya çalışanların sınır nöbetçileri tarafından vurulduğu birçok hikaye duyabilirsiniz.
Duvar, 1990 yılında yıkılmıştır.
Kalan kalıntıların üzerinde meşhur çizimler yer almakta. Burada bol bol fotoğraf çekmek isteyeceksiniz:) 

Brandenburg Kapısı (Brandenburger Tor):
Berlin'in en ünlü sembollerinden biri olan bu yapı 18 yy sonlarında inşa edilmiş. Kapının en üstünde yer alan dört atlı heykel -Quadriga- , Alman heykeltraş Schadow tarafından yapılmıştır. Reichstag yakınında bulunuyor. Ve Unter der Linden yolunda güzel bir yürüyüşle görmeye değer. Ayrıca gece ışıklandırmayla birlikte yapı ayrı bir güzelliğe sahip oluyor.

Holokost Anıtı:
Burası hayatlarını kaybetmiş Yahudilere adanmış bir anıt mezar. Farklı boyutta 2711 tane beton bloktan oluşuyor. Blokların arasında dolaşırken garip hissediyorsunuz. Fotoğraf çekebilir, blokların arasında dolaşabilirsiniz. 


Tiergarten Parkı:
Tiergarten Hayvanat Bahçesi anlamına geliyormuş. Bu semt parkıyla ünlü. Ve ben o parkı wallpaper olarak yıllarca kullanıp 'buraya gitmeliyim' diye içimden geçiriyordum:)
O kadar büyük ki heryerini dolaşmak imkansız. Harika bi yürüyüş için ideal. Mutlaka gidilmesi gereken bi yer.




Tempelhof:
Burası bir havaalanı. Ancak 2008 yılında kullanıma kapatılmış. Şu an insanlar burayı paten yapmak, bisitklet sürmek, piknik yapmak için kullanıyor. Oldukça büyük olduğu için tüm bu aktiviteler için ideal.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ziaja El ve Tırnak Kremi

Kış aylarının vazgeçilmezi nemlendirici kremler. Ben de yoğun ellerim için krem arayışına girdiğimde Watsons'da gördüğüm bu kreme bir şa...